UBS’nin altın ve değerli metaller stratejisti Joni Teves, CNBC’ye yaptığı açıklamada, bu yükselişin arkasındaki en önemli faktörün ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimi beklentisi olduğunu belirtti. Teves, şu anki politika faizinin %5,25-5,50 aralığında olduğunu ve yatırımcıların faiz indirimi ihtimaline karşı pozisyon aldığını ifade etti.
Ancak Teves, yatırımcı duyarlılığının yüksek olduğunu ve makro belirsizlikler ile jeopolitik risklerin de göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.
Merkez bankalarının altın taleplerinin, özellikle de gelişmekte olan ülkelerde devam ettiğini de ekleyen Teves, altının onsunun uluslararası piyasalarda 2.314 dolar seviyesinde işlem gördüğünü ve mayıs ayında 2.450 dolar ile tüm zamanların rekorunu kırdığını hatırlattı.
DÖVİZDE İŞLER TERSİNE Mİ DÖNDÜ?
Döviz kuruna bağlı kredilere erişim imkanı bulan firmalar, bu imkanı sadece ithalat ve yatırım ödemeleri için değil, aynı zamanda yüksek TL faizlerinden yararlanmak için de kullanmaya başladı. Sonuç olarak, dövize dayalı kredi hacmi, beş yıllık düşüşün ardından bu yılın ilk beş ayında 21,5 milyar dolar gibi rekor bir artış yakaladı.
Bu hızlı artış, Merkez Bankası’nı (TCMB) harekete geçirdi. TCMB, 23 Mayıs 2024 tarihinde aldığı kararla dövize dayalı krediler için aylık yüzde 2’lik bir büyüme sınırı getirdi. Bu sınırlama ile birlikte, dövizle borçlanıp TL faizinden yararlanmak isteyen firmalar yurt dışı kreditörlere yönelmeye başladı.
